
FRANSA, Gösterişli şatolar, sonu olmayan bağlar, Orta Çağ’dan kalma ve halen Orta Çağ’da yaşayan kasabalar, uçsuz bucaksız bir rotaya gireceğiz Fransa’da. Fransa’nın ruhunu hem kırsallarda hem de şehir merkezinde göreceğiz. Orta Batı Fransa’nın en karakteristik bölgelerinden olan Brantome’ dan başlarsak burada göreceğimiz en özel ve göze çarpan olağan dışı şatolar, eskileri anımsatan kasabalar, nehirleri, geleneksel kendine has mutfağı ve daha fazlasının en güzel örneğidir Brantome.


Brantome Bölgesi Fransa’nın geleneğine bağlı kalmış bir yer olarak adlandırılır. Brantome, “Dordogne Nehri’nin” iki yakasını Orta Çağ’dan kalma olan toplam beş köprü ile kendine bağlar ve bu sakin yerde Orta Çağ’dan kalan Rönesans mimarisinin en zarif ve şık örneklerini görmek mümkündür.
Köyün simgesi ise nehrin kıyısında bulunan manastırdır. Bu manastır 765 yılında Frank Kralı ve Kutsal Roma Cermen İmparatoru Charlemagne (Şarlman) tarafından inşa ettirilmiştir. Bu manastırın çan kulesi 900 yıldır ayakta ve Fransa’nın en eski çan kulesi olma unvanına sahiptir. Manastırın en ilginç kısmı arkasındaki mağaralarıdır bu mağaralar zamanında ibadet yeri olarak da kullanılmıştır daha sonra ufak tefek değişikliklere uğramıştır. Mağaralarda 700′lü yıllarda keşişler yerleşmiştir ve en bilinen olanı kıyamet günü tasviri ile bilinen kireç taşı mağara duvarlarına yapılmış iki dev kabartma ölümün zaferini simgeliyor. Bunların 15. asırdan kaldığı sanılıyor.

Brangtome’ un merkezi olan Perigueux’ a geçiyoruz harika bir katedral yer alıyor burada ve bu katedralin mimari yapısının Venedik’teki San Marco ’dan ya da İstanbul’daki Fatih Camii’nden esinlenerek yapıldığı sanılıyor. Bizans Tarzı beş kubbesi bulunuyor ve bu katedral UNESCO dünya mirası listesinde yer alıyor katedralin 62 metrelik çan kulesi ise ülkedeki Bizans tarzında tek çan kulesidir. Huzurlu, sessiz sakin ve hoş vakit geçirmek istiyorsanız Brantome’u tercih edebilirsiniz. Brantome Bölgesi’nin en güzel restoranlarından biri olan “Le Moulin de I’abbaye” bakacağız burası önceden bir değirmen olarak kullanılıyormuş fakat daha sonra otele çevirmişler yaklaşık 17 yüzyılda inşa edilen bu otel günümüzde de hizmet vermektedir. Restoranın hem iç hem de dış mekanı oldukça şık ve sade bir diğer önemli kuralı ise şort, askılı t-şhirt veya sandalet ile gelinemiyor ve pazartesi günleri restoran kapalı olarak kalıyor. Fransızlar için yemek bir çeşit seremoni, giriş, gelişme ve sonuçtan oluşan bir kompozisyon olarak tanımlanabilir çünkü her şey sırayla ve yavaş yavaş geliyor.

Brantome bölgesi çok önemli insanlık mirasın ada aynı zamanda ev sahipliği yapıyor bunun Paleolitik Çağ’dan kalma örneği olarak “Lascaux Mağara’sını” verebiliriz, mağara sanatının bilinen ilk örneklerini barındırıyor ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. 17 bin yıllık mağaradır burası çocuklar oyun oynarken tesadüfen bulunuyor etrafta resimlerin olduğunu keşfediyorlar ve daha sonrada etraflıca keşfediyorlar genişletiyorlar mağarayı, ikinci dünya savaşından sonrada ziyarete açılmaya başlamıştır. Günde yaklaşık 1500 kişi ziyaretçi ağırlamaktaydı fakat solunan karbondioksit resimlere zarar verdiği için 1963’te ziyarete tamamen kapatılıyor.

Sıradaki durak ise “Thot Parkı” burası ise ilkel insanlar nasıl yaşardı bizzat deneyimleyerek burada anlayabilirsiniz. “Thot Parkının” içinde çeşitli aktiviteler bulunmaktadır. Bir diğer durak ise “The Marqueyssac Gardens” Fransa’nın ulusal tarihi anıtı olan ve en çok gezilen ziyaret edilen bahçe olarak yer almaktadır bunun nedenleri ise şimşir ağaçları, “Dordogne” manzarası ve de çok güzel fotoğraflar çekileceğiniz açıların olmasıdır.


Son olarak bahsedeceğim yer ise, “Gouffre de Proumeyssac Mağarası” burası ilk olarak sadece delik olarak biliniyor ve o zamanda aşağıda kristal sarkıtların olduğu bilinmiyordu o dönemde aşağıya ellerinde ne varsa çöpler, ölü hayvanlar vb. şeyleri atıyorlardı bu nedenle de şehre iğrenç bir koku yükseliyordu ve artık bu deliğin adı “Şeytanın Deliği” olarak anılmaya başlıyor ve çukurun aşağısına ise cehennem muamelesi yapıyorlardı. 1907 de ise mağara tam olarak keşfediliyor 1924’te ise turizme açılıyor yukarıdan aşağıya asansörle inilen müthiş bir yer. Gelirseniz mutlaka uğramanız gereken görkemli ve bir o kadar sizi etkileyecek yer olacaktır. Burada aynı zamanda hediyelik eşya da alabileceğiniz yer bulunmaktadır.