Televizyon reklamları yerini dijital reklamlara bırakacak mı?
2000’lerin başında hayatımıza giren internetle Dünyaya göre biraz geç de olsa tanışmış olduk. Her geçen gün hayatımıza daha çok nüfuz eden internet, internetin web sitelerinden ibaret olmadığını kanıtlayarak sosyal ağlarıyla bizi kendine bağlamış durumda. Milyonlarca hatta milyarlarca kullanıcıya sahip sosyal ağlar, aynı zamanda da insanların en çok vakit geçirdiği, sosyalleştiği ve eğlendiği mecradır. Küçük çaplı yaptığım bazı araştırmalar ve incelediğim araştırmalar sonucunda insanların en az % 50’sinin gününün en az 1 saatini sosyal medyada harcadığı bilgisine ulaştım. Bu kadar çok insanın , bu kadar uzun süre aynı yerde bulunması da reklamcıların, pazarlamacıların ilgisini çekmiş olacak ki sosyal medya reklamları denen bir kavram hayatımızda yer etmeye başladı. .Sosyal medyada faaliyetler artarken aynı paralel de sosyal medyaya karşı güvensizlik oluşmaya başladı. Bunun en temel sebebi ‘’fakenews’’(yalan haberler) dir. Ne kadar “Facebook” bununla mücadele etmek için bazı çabalara girişmiş olsa da hala bunun önüne geçilemedi.(Bu konuda teyit.org adında bir site bazı çalışmalar yürütmektedir.)
Amacına uygun olmayan şekilde sosyal ağ kullanımı
Sosyal ağların , prestij kaybetmesini sağlayan başka bir konu ise platform üyelerinin sosyal medya ağlarını amacına uygun kullanmamasıdır. Bu konuyu şu örnekle açıklayabiliriz: “Linkedin” ağını herkes bilir. İş profesyonellerine yönelik olduğu algısıyla pazarlandı ve iş dünyasını içerisine çekmeyi başardı hatta “Linkedin” bu başarısının ardından 26.2 milyar dolara Microsoft’a satıldı. Sosyal ağ satın almalarının ve teknoloji satın almalarının içinde rekor satın almalardan biridir. Lakin “Linkedin”in vaat ettiği ‘’iş dünyasının iletişim ağı ‘’imajını, kaybetmektedir. Temel sebeplerinden biri “Premium” sisteminin can sıkıcı birtakım özelliklere sahip olmasıdır. Bir diğer nedeni ise: Kullanıcıların “İnstagram” ve “Facebook” gibi bu ağı, sosyalleşmek için kullanmak istemeleridir. “İnstagram” ve “Facebook’u” gönül bağı kurmak için kullanan vatandaşlar, aynı şekilde “Linkedin” ağını da kullanmak isteyince “Linkedin” ağı işlevselliği kaybederek Adobe Portfolio, Behance gibi daha geniş alanlarda kullanılan iş sosyal ağlarına kendi kullanıcılarını kaybetmeye başladı.
Sosyal medya fenomenlerinin davranışları
Bunlara ek olarak incelenmesi gereken imaj zedeleyici bir diğer konu ise; sosyal medya ünlüleri olarak kabul edilen fenomenlerin, olumsuz örnek oluşturan birçok davranış sergilemesidir.
Hitap ettikleri kitlelerin yaş ortalaması genellikle 18 yaşın altında olduğu için , tutum ve davranışları bu genç kitlelerine yol gösterici nitelikte olmaktadır. İnternet sansürünün çok zayıf kapsamı olduğu için her türlü içeriğe rahatlıkla erişebilen bu genç kitle , sosyal medya fenomenlerinin içeriklerini hızlı bir şekilde tüketmektedir. Bu genç kitle, içerik tüketiminin ardından bir diğer sosyal medya fenomeninin içerik platformuna geçerek içerik tüketimine devam etmektedir.
İçeriği tüketilen sosyal medya fenomenleri ise her geçen gün daha fazla kitleye hitap ederek daha da popüler olmaktadır. Örnek olarak verirsek: medyada ve sosyal medyada sürekli tartışılan Enes Batur’un 10 milyon takipçiye ulaşması gösterilebilir.
Sansür uygulamalarının yetersizliği
Önceki paragrafta kısaca değindiğim sansür konusu, sosyal medyaların kanayan yarasıdır. Sansürün uygulanması noktasında sosyal ağların zayıf olması ve yetersiz kalması imaj kaybettirici başka bir unsur olarak önümüze çıkmaktadır. “Facebook” bunun için ekip kurmuş olsa da hala görmememiz gereken içerikler “Facebook’ta” çokça bulunmaktadır. Aynı şekilde “Youtube, Instagramda” da bulunmaktadır. Topluluk kurallarını ihlal eden içeriklere sıkça rastlanırken; içerik ihlali yapılmayan birçok içerik de haksız yere ağlardan kaldırılmaktadır.
Ayrıca sansür uygulayıcılar içeriklere müdahale ederken geç kalmaktadır. Yasal olarak birçok suç unsuru bulunduran videolar kısa sürede “viral” olarak binlerce hatta milyonlarca kişiye ulaşmaktadır.
Sahte beğeni ve Sahte takipçi
Doğal yollarla kitlelere hitap edemeyen fenomenler, işletmeler veya kullanıcılar imaj oluşturmak için bot takipçi, bot beğeni hatta ve hatta bot yorum hizmetlerini kullanarak sahte faaliyetlerden oluşan sahte hesaplar oluşturmaktadır. Buradaki düşünce de içeriğin tüketildiğinin imajı yaratılmasıdır. Bu içerik tüketim imajı, gerçek kullanıcıların dikkatini çekmeyi hedefler. Bu tip durumlarla sıklıkla karşılaşan ve bunu fark eden sosyal medya kullanıcılarının sosyal medya hesaplarına ve sosyal ağlara güvensizliği artmaktadır.
Sosyal ağlara karşı güvensizlik yaratan birçok faktör bulunmaktadır. Her ne kadar sosyal ağlar rakam bazında daha çok kullanıcıya hitap etse de; saydığım prestiji zedeleyen özelliklerden dolayı yüksek maliyetlerine rağmen televizyon kadar tüketiciye güven verecek şekilde hitap edememektedir. Popülaritesi şuanki hızıyla yükselmeye devam ederse eğer, ilerleyen süreçte prestij yarışının bayrağını göndere çekecek olan reklam mecrası sosyal ağlar olabilecektir. Yakın zamanda çözülmeyen sorunlardan ötürü bu pek mümkün gözükmemektedir.